İNSAN AKIL İLE
DOĞRUYU BULABİLİR Mİ?
Sözün burasında ,çoktan beri müdahale fırsatı kollayan Mehmet,birden ayağa kalkıp ,biraz da sert bir üslupla:
“Hocam,insan kendi akıl ölçüleriyle doğruyu bulur. Başka bir gücün
onu yönlendirmesine ,hareket alanını belirlemesine ve o güçten emir almasına
ne gerek var? Diye sordu.
Teşekür ederim,dedim. Bu soru sorulmalıydı. Sorulduğu da çok iyi oldu.
Çünkü buna benzer felsefi
Görüşler var. Bu vesile ile konuyu biraz daha açalım.
Bildiğiniz gibi insan;daima doğruyu güzelliği ve hakkı arama özlemi içindedir.
Evrenin bir bütün olarak gerçek durumunu ,insanın ne olduğunu ve ne olması
gerektiğini bilmek istemektedir.
İnsan aklı vasıtası ile dünyayı ve evreni aydınlatmaya çalışır.
İnsan aklı kuvvetli inanç ve ahlak sistemleri ile desteklenmezse doğruyu arıyorum
diye daha da yanlışlara sapabilir. Bunu felsefe dünyasında çok çarpıcı
örnekleri vardır. Bunların bir kısmı,ya herşeyi inkar eden bir ateist olmuşlardır
ya da herşeyi maddede arayan bir materyalist olmuşlardır.
İnsan toplumsal bir varlıktır. Birlikte yaşama,birlikte paylaşma ,yardımlaşma
ve dayanışmaya muhtaçtır.insandaki bu duyguların pekişmesi lazımdır.
Çünkü huzurlu toplumlar,iyi eğitilmiş ve toplum kurallarına uyan
insanlardan oluşur. İnsan toplum normlarına ,inançlarına,ahlak yasalarına
ve yaşama biçimine ne kadar iyi entegre olursa,o kadar hem kendini ,hem de
toplumu mutlu eder. Tabiki bütün bunlar ,insanın kendini tanıması ,bilmesi
geldiği ve gideceği yerin hesabı ve muhakemesi içinde olmaları ile mümkündür.
İnsan doğumundan ölümüne kadar ,bedensel zihinsel duygusal ve sosyal
bir gelişme içindedir. İnsan değişik şartlarda ,farklı davranışlar gösteren
canlıdır. Maddi ve manevi yaşantısı ,şuuru ve şuur altı dünyası vardır.
İnsanın taşıdığı emeller,arzular,beklentiler ve istekler dünyaya sığmayacak
kadar geniştir. Çünkü insan,tek zaman boyutunda yaşamaz. Geçmiş ve geleceğe
doğru bir zaman seyri içinden yaşar.
Bu nedenle insanların davranışları,geçmişini, şimdiki durumunu ve
gelecek hakkında planlarını ve ümitlerini yansıtır. İnsan maddeden
manaya,büyük küçük herşeyi görmek,bilmek ve yaşamak ister. Bu anlamda çok
zaman ona dünya dar gelir. Bunu için ,insan küçük bir kainat
kainat da büyük bir insan olarak görülmüştür.
İnsanın psikolojik dünyası ıslah edildiğinde ,bütün insanların
hayranlıkla izleyeceği örnek bir hayat anlayışı sergileyecek yetenektedir.
Zararlı yönlendirmeler yapıldığında ise ,canavar hayvanları bile ürküten
bir tahribat içinde bulunabilmektedir. Bunu için,insanın insan olabilmesine yönelik
çalışmalar yapılmalıdır. Bu da ancak insanı Yaratanın mesajı ile başbaşa
bırakmakla mümkündür.
Görüldüğü gibi,fen ve sosyal bilimlerin insanla ilgili görüşleri
incelendiğinde insanın mükemmel bir varlık olduğu ve yaratılmışların en
yücesinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu kadar harikalıkta ve mükemmellikte yaratılan insan,kendini tanımalıdır.
Çünkü küçük bir kainat olan insan kainat kadar sırlarla doludur.
Sayıları milyarları bulan galaksileri güneşten büyük yıldızları keşfedip
,hükmetme çabasında olan insan,kendini keşfedip kontrol etme ve varlığına
en uygun yaşam şeklini bulma gayretinde görülmemektedir. Halbuki , o manevi
yapısı itibariyle bir kainattır ve bütün yaratılmışlardan üstündür.
Maddi ve manevi olarak harikulade bir yapıya sahip olan insanın kendisine
ve topluma faydalı olabilmesi için kendini iyi tanıması ve yaratılışındaki
amacı iyi bilmesi lazımdır.
Kainatın sırlarını keşfetmek için hayatını tüketen insan ,kendi sırlarını,kendi
iç dünyasını ve kendi alemini aydınlatmalı ,kendini tanımalı vazifesini
bilmeli taşıdığı değerlerin ve yüklendiği emanetin farkında olmalıdır.
Yaradılış gayesinin ve taşıdığı değerlerin farkında olmayan insan
,hiçbir şeyin farkında olmayacaktır.
Başıboş amaçsız ve hedefsiz bir hayatta hem kendisi huzursuz ve mutlu
olacak hem de insanların huzurunu kaçıracaktır.
İnsanın bilmesi gereken en temel bilim;kendisini bilmesi,Yaratanını tanıması
dünyaya ne için geldiğini anlaması ve yaptıklarının hesabını vereceği
bilinci içinde olmasıdır.
Bu anlayış insana hem düzenli hayat hem faydalı olma duygusu hem de üstün
başarılar getirecektir.
Zil çalmıştı. Konuyla ilgili herhangi bir görüş ortaya çıkmadan
veya herjangi bir yorum yapılmadan dışarı çıkmıştık. Ama mehmet veya
mehmetin görüşlerini destekleyen öğrencilerden bazılarının odama gelmek
isteyeceklerini tahmin ediyordum. Çünkü,bu konuda daha çok şeyler söylenecekti
ve söylenmeliydi.