Doktor küçük
kızımı muayene ettikten sonra:
-
Böbreklerinde
iltihap olabilir, dedi. Eğer idrar tahlili yaptırırsanız, daha rahat teşhis
koyabiliriz.
Ertesi gün,
eşimin de yardımıyla kızımı ikna ettim. Ve gerekli numuneyi alarak en yakındaki
laboratuvarın yolunu tuttum. Ancak elimde koca bir şişeyle laboratuvar
köşelerinde beklemeyi göze alamadığım için ,plastik kapaklı bir
bardağı tercih etmiştim. Yolda yürürken:
-
Herşeyde bir
incelik gerekir,diyordum. İş ne olursa olsun, en kibar şekliyle halledilmeli.
Eski
bir binadan bozulduğu anlaşılan laboratuvara girdiğimde,pek hoş olmayan
kokularla karşılaşarak hayal kırıklığına uğradım. Yerlerin de tozla
kaplandığını görüyordum. Elimdeki numuneyi giriş kapısının karşısında
oturan gence uzatarak:
-
Tahli yaptıracaktım,dedim.
Ne zaman olur?
Delikanlı
; belki de ilk defa rastladığı bardaklı numuneyi elinde bşrkaç defa çevirdi
ve kenardaki sehpanın üzerine koyarken” yan odaya sorun,usatm bilir “ dedi.
Çocuğun gösterdiği
oda ,ilkinden de bakımsızdı. Odayı yoğun bir sigara dumanı kaplamış ve göz
gözü görmez olmuştu. Tezgahın üzerindeki deney tüplerinin arasında kümelenen
ve bazıları boşalan bira şişeleri, o sevimsiz dekoru iyice ağırlaştırıyordu.
İçerdeki
adam,beni görünce elindeki sarı köpüklü bira bardağını alalacele sakladı
ve söylediklerimi dinledikten sonra ,alkolün tesiriyle kızaran gözlerini
devirerek:
-
Yarın gel,dedi.
Öğlene doğru hazır olur.
Laboratuvardan
hemen ayrıldım. İdrar numunesini çocuğa bırakmama rağmen artık oraya dönmeyecek
ve başka bir yerde tahlil yaptıracaktım.
Ancak eşim:
-
Yine de o tahlil
sonuçlarını alalım,dedi. Yeniden yapılacak olanla karşılaştırırız.
Ertesi
gün aynı laboratuvara giderek masa başındaki gençten neticeyi istedim.
Delikanlı,önündeki dosyada aradığı kağıtları bulamayınca:
-
Ustaaaa!.. diye bağırdı.
Sehpa üzerindeki bardağın işini bitirdin mi?
Adam,
yan odadan: