ŞEYTAN  YARATILMASAYDI BİZ CENNETTE Mİ OLURDUK?

Mahlukatın yaratılışı ve hadiselerin meydana gelişi, Cenab-ı Hak tarafından bir sebebe bağlanmıştır. Bu sebeplerin pek çoğu o şeyin yaratılmasına öncelik etmekte ve zemin hazırlamaktadır. Nasıl bulut kümelerinin teşekkülü ve sonradan bir araya gelmesi yağmurun yağmasına sebep oluyorsa, insan gibi mükemmel bir varlığın yaratılmasına da bir damla su sebep teşkil etmektedir.  Sebepler dünyasında yaşadığımız için, her hadisenin başlangıcında birtakım sebeplerin bulunması gerekmektedir.

 

    Yaratılışta sebeplerin oynadığı rolün yanında ihmal edilmeyen başka bir husus da, onlar üzerinde görülen ve okunan hikmet cihetidir. İnsan sebebini anlamadığı ve kendi dünyasında bir mana veremediği birçok şeyi kolayca inkar edebilir veya lüzumsuz sayabilir. Bunu için, Cenab-ı Hak yarattığı herşeyde bir hikmet incisi dercetmiştir.

  

     İnsan aklını meşgul eden ve zaman zaman zihnini yoran hadiselerden birisi de, insanın yaratılışı, Hz. Adem in cennetten çıkarılışı, dünyaya gönderilişi ve hadiseye de şeytanın sebep oluşudur.  Bazı kimselerin aklına şöyle bir soru gelmektedir: ‘Eğer şeytan olmasaydı,Hz Adem  cennette kalacak ve biz de orada mı bulunacaktık?’

      Bu meselenin izahından önce ,Cenab-ı Hakk ın ,Hz Adem i yaratmazdan önce meleklerle olan konuşmasına dikkat edelim. Bakara suresinde şöyle anlatılmaktadır: Hani, Rabbin meleklere, ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘dedi. Onlar, ‘Bizler hamdinle Sana tesbih ve Seni takdis edip dururken,yeryüzünde fesat çıkaracak,orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? Dediler. Allah da onlara,’ Sizin bilemeyeceğinizi herhalde Ben bilirim’ dedi.

Ayet-i kerimenin mealinde görüldüğü gibi,Cenab-ı Hak daha Hz A dem i yaratmadan önce insan nev ini

Yeryüzünde iskan ettireceğini haber vermektedir.  Yani insanların cennette değil de dünyada yaşayacağını bildirmektedir.

 Meleklerin, insanların fesat çıkaracaklarını ve yeryüzünde kan dökeceklerini tahmin etmelerine ve bu düşüncelerini de Allah a arz etmelerine gelince, tefsirlerde izah edildiğine göre, Cenab-ı Hakk ın ‘ Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım ‘demesi üzerine melekler,’Ey Rabbimiz, bu halife nasıl olacak?’ diye sorarlar. Allah , “Onların neslinden gelen bazıları bozgunculuk yapacaklar,kan dökecekler, haset edip birbirlerini öldürecekler” buyurur. Bunun üzerine melekler, “ Ey Rabbimiz, yeryüzünde fesat çıkaracak ve kan dökecek insanı mı halife yapacaksın?” diyerek niyazda bulunurlar.

 Tefsirin bildirdiğine göre, meleklerin bu soruyu sormalarına sebep teşkil eden husus, Allah ın kendilerine bildirmesidir.

Bazı rivayetlerde ise,insanın yaratılışından bin sene önce yeryüzüne gönderilen ve kan döken cin taifesinin durumunu bildikleri için,melekler, Allah a böyle bir niyazda bulunmuşlardır. Daha sonra şeytanın Hz Adem i aldatması da,insanın dünyaya gönderilmesine sadece bir sebep olmuştur.

Diğer taraftan ,ilk bakışta şeytanın yaratılmasında ve onun yüzünden pekçok insanın cehenneme gitmesinde şer gibi görünen bir cihet varsa da ,bu hadisenin gerçek yüzüne baktığımız zaman nihayetsiz hikmet ve güzellikleri görebiliriz. Eğer şeytan yaratılmamış olsaydı ve Hz Adem cennette kalsaydı ve bütün insanlar şuan cennette  bulunsaydı,kainatta tecelli eden birçok hikmet uçlarını göremeyecektik.

İnsan meleklerin de üzerine çıkabilecek ve onlardan daha yüksek derecelere erecek bir kabiliyette yaratılmışlardır. İnsan cennette kalınca, kabiliyetleri inkişaf etmeyecek,melekler gibi makamı sabit kalacaktı. Ayrıca, Hz Ebu Bekir gibi yüce ruhlar Ebu Cehil gibi alçak ruhlarla aynı seviyede kalacak ve adaletsizlik görülcekti.

Diğer taraftan,meleklerden farklı olarak insanlara nefis ve şehevi hisler verilmiştir. Bu hislerin akislerinin görülmesi için insanların dünyaya gönderilmesi,onlara bazı mükellefiyetlerin verilmesi ve bir imtihana tutulması gerekliydi. Ta ki, insan bu tecrübe, cihad ve müsabaka meydanında kabiliyetlerini inkişaf ettirsin,elmas ve kömür hükmünde olan istidatlar ortaya çıksın. İşte Hz Adem in cennetten çıkarılmasının asıl hikmeti, onun dünyaya vazifelendirilmesidir. Bu çıkarma işleminde de hakiki sebep ve illet Cenab-ı Hak tır.

Gerçeğe doğru 4.cilt